İçeriğe geç

28 ŞUBAT BİN YLIN SONU!

28/02/2010

Değerli basın emekçileri, değerli dostlar,

28 Şubat darbesinin üzerinden 13 yıl geçti. 28 Şubat darbesiyle ordu, dönemin hükümetini düşürdü, 28 Şubat darbesine giden yolda milyonlarca insan fişlendi. Bankalar hortumlandı. Başörtülü öğrenciler darbecilerin şiddetine maruz kaldı, okul kapılarından içeri alınmadı, aşağılandı, dövüldü.

28 Şubat darbesi, ırkçı bir iklim yarattı ve tetikçiler harekete geçti. Akın Birdal 13 kez kurşunlandı.

28 Şubat’ta belki o meşhur emir komuta zinciri içerisinde ordu yönetime el koymadı ama bir hükümeti devirerek, tüm özgürlüklerin üzerinde şiddetli bir baskı uyguladı.

Dönemin Genelkurmay başkanı, Erbakan hükümetini devrildikte sonra başbakan olan Mesut Yılmaz’a, “Nizamiyenin kapısından döndük” diyerek tehdidini sürdürdü. Askerler, 28 Şubat’ın gerekirse 1000 yıl süreceğini ilan ettiler. 1000 yıl boyunca baş örtüsü yasağı!

1000 boyunca insanların kurşunlanması!

1000 yıl boyunca ırkçılık!

1000 yıl boyunca askeri vesayet!

1000 boyunca denize giren vatandaşları gettolarından seyretmeye mahkum olan halk!

1000 yıl boyunca suskunluk!

1000 yıl boyunca bölünmüşlük! Düşmanlık!

28 Şubat, bir korku imparatorluğu yaratmayı hedefledi. Uğruna, özgürlüklerimizi askıya almamız gereken bir korku imparatorluğu.

Halkın aptal yerine konduğu, özgürlüklerin lağvedildiği, demokrasinin apoletlilerin egemenlik sahasına dönüştürüldüğü bir korku imparatorluğu.

Başörtülü öğrencilerin “ikna odalarında” baskıya uğradığı bir imparatorluk. Farklı düşünenlerin fişlendiği, muktedirlerin istediği gibi giyinmeyenlerin coplandığı, tutuklandığı, işkence gördüğü bir imparatorluk!.

Değerli arkadaşlar,
Hepimiz biliyoruz ki cuntacılar 28 Şubat’ın 1000 yıl sürmesini istiyorlar. Bunun için çalışıyorlar. 2000’li yıllar boyunca “Ayışığı”, “Yakamoz”, “Sarıkız”, “Eldiven” adını verdikleri bir dizi darbe girişiminde bulundular. Siyasi cinayetler işlediler. 1990’lı yılların başından beri, topluma korku salmak, “laik/şeriatçı” bölünmesini yaratmak için Uğur Mumcuları öldürdüler, Sivas’ta insanları yaktılar. 2000’li yıllarda Hrant Dink’i öldürdüler.

Kaos yaratmak cuntacıların becerebildiği tek iş. Kafes darbe planında da, Balyoz darbe planında temel hedefleri kaos yaratarak yönetime el koymak!

Yüzlerce çocuğu müzelerde patlatacak kadar acımasız, camileri bombalayacak kadar gözü kara olan Onlar, ellerini kollarını sallayarak darbe planları yapmaya, faili meçhul cinayetleri sürdürmeye, meclis üzerinde baskı kurmaya, suikastlar planlamaya devam edeceklerini düşündüler.

Ama atladıkları, küçük bir nokta oldu. Dünya eski dünya değil! Türkiye eski Türkiye değil. Biz, eski biz değiliz!

Darbelere karşı, amasız, fakatsız direniyoruz. Ergenekon davası, tüm cuntacıların, darbe planlayıcılarının uykularını kaçırmaya devam ediyor.

Uzun süredir sokaklarda, hep birlikte, “darbelere karşı direneceğiz!”, “Darbelere karşı omuz omuza” sloganlarını atıyoruz. Direniyoruz ve darbeyi Türkiye’de sevilen bir moda olmaktan çıkartıyoruz.

Sadece darbecileri değil, darbeye zemin hazırlayan siyasileri de moda olmaktan çıkartıyoruz. 28 Şubat’ta Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Her darbenin adamı olan Demirel gibileri de moda olmaktan çıkartıyoruz.

28 Şubat’ın ürünü olan Emasya Protokolü kalktı.

28 Şubat’ta daha da derinleştirilen korku imparatorluğunun bölünmüşlüklerini aşıyoruz.

Ama 28 Şubat’ın etkilerinin sürdüğünü de biliyoruz. 12 Eylül mahsulü DARBE ANAYASASI’nın kendisi durdukça darbe sevicilerin durmayacağını, her fırsatta kaos yaratmaya çalışacağını biliyoruz.

Bugün 28 Şubatçılar yenildi. Darbeciler yenildi. Irkçılar yenildi. 1000 yılın sonu onlar için erken geldi. Yenilen sadece 28 Şubatçılar değil. 27 Mayısçılar, 12 Martçılar, 12 Eylülcüler, 27 Nisancılar! Onlar da yenildi

Ordunun, medyanın, yüksek mahkemelerin ve dev anası sivil olmayan toplum kuruluşlarının el ele vererek gerçekleştirdiği dünyanın en ahlaksız post-modern darbesi 28 Şubat’ın yıl dönümünde;

28 Şubat bin yıl sürecek diyenlere

Bin yıl sürmesi için toprak altında vatandaşına atılmak üzere bomba saklayanlara

Bin yıl sürmesi için alçakça eylem planları hazırlayanlara

Bin yıl sürmesi için kalan son hukuk kırıntılarını da hiçe sayıp yargı darbesi yapanlara

Bin yıl sürmesi için çocukların üniversite puanlarına göz dikenlere

28 Şubat’ın bin yıl sürmeyeceğini söyleme zamanı geldi!

Pardon ama artık sizin bu saçmalıklarınızı çekemeyeceğiz.

Erken Final: BİN YILIN SONU

Bu yüzden son bir kez hep birlikte haykıralım:

“28 ŞUBAT BİR DAHA ASLA!”
“12 EYLÜL BİR DAHA ASLA”
“27 MAYIS BİR DAHA ASLA”
“12 MART BİR DAHA ASLA”
“27 NİSAN BİR DAHA ASLA”

DARBELERE KARŞI 70 MİLYON ADIM KOALİSYONU

http://www.70milyonadim.org

Erken Final BİN YILIN SONU 28 Şubat 15:00’te TÜNEL’de

18/02/2010

Ordunun, medyanın, yüksek mahkemelerin ve dev anası sivil olmayan toplum kuruluşlarının el ele vererek gerçekleştirdiği dünyanın en ahlaksız post-modern darbesi 28 Şubat’ın yıl dönümünde;

28 Şubat bin yıl sürecek diyenlere

Bin yıl sürmesi için toprak altında vatandaşına atılmak üzere bomba saklayanlara

Bin yıl sürmesi için alçakça eylem planları hazırlayanlara

Bin yıl sürmesi için kalan son hukuk kırıntılarını da hiçe sayıp yargı darbesi yapanlara

Bin yıl sürmesi için çocukların üniversite puanlarına göz dikenlere

28 Şubat’ın bin yıl sürmeyeceğini söyleme zamanı geldi!

Pardon ama artık sizin bu saçmalıklarınızı çekemeyeceğiz.

Erken Final:  BİN YILIN SONU

28 Şubat 2010 Pazar – 15.00

Taksim Tünel’den Taksim Meydan’a

70 Milyon Adım Koalisyonu

Darbeye Karşı Sivil Savunma

25/01/2010

ORDU ÜLKEYİ YORDU… SİVİL SAVUNMA BALYOZA EL KOYDU!

21/01/2010

Darbe girişimlerine karşı yürüyüşü 23 Ocak 2010 Cumartesi günü saat 15.00’da İstiklal Caddesi Tünel Meydanı’nda başlattık. Balyoz Darbe Planına, “sivil vesayet” yalanlarına, Kozmik Odalardaki sırlara, darbe girişimlerine karşı birlikte ses çıkardık!

Balyoz Darbe Planıyla camileri bombalamayı, uçakları düşürmeyi, gazetecileri tutuklamayı, 200 bin kişiyi göz altına almayı düşünenlere, “Sivil vesayet”i tehdit olarak gösterip, askeri vesayeti meşrulaştıran, darbecilerin yargılanmasını “Sivil faşizm” olarak tanıtan, Kafes darbe Planlarıyla, hala görevi başında olan suikast timleriyle, başbakan yardımcılarını takip eden tehdit ağlarıyla, azınlıkları düşman olarak gören ırkçı yaklaşımlarıyla, cunta girişimleriyle, muhtıralarıyla, parti kapatmalarla, darbelere zemin yaratmaya çalışanlara karşı Taksim Meydanında basın açıklamasıyla son bulan sıfırın altındaki dondurucu soğukta kardan ilerlemekte zorlandığımız yürüyüşümüze katılan binlerce insana teşekkür ederiz.

Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu

23 OCAK CUMARTESİ 15:00’TE TÜNEL’DEYİZ. GELİR MİSİN?

07/01/2010
Bu devirden sonra darbe olmaz diyebilmeyi biz de isterdik.

Darbe Günlüklerinin kurmaca, ıslak imzanın sahte olduğuna inanmak isterdik.

Ergenekon, her yere kon esprileri yapmak, Nuray Mert’in, Yılmaz Özdil’in Bekir Coşkun’un yazılarını  arkadaşlarımızla paylaşmak, Ergenekon’un muhalifleri sindirme çalışmasından başka bir şey olmadığına ikna olmak isterdik.

Kafes planı haberlerinden korkanlara bu güne kadar bir tane gayr-i müslimin burnu mu kanamış diye çıkışmak isterdik.

Bülent Arınç’a suikast mı? Suikast yapacak adam mı bulamadılar ha-ha, diye gülüp geçmek isterdik.

Sırlar odasına girildi diye heyecanlananlara, Harry Poter romanı okurken için geçmiş,  üstün açık kalmış olmalı diye takılmak isterdik.

Hakimi takip edenin marangoz ve aşçı  olduğunu öğrenip rahatlamak isterdik.

Kürt sorunu var diyenlere, kız aldık kız verdik, kardeşiz, Kürtler cumhurbaşkanı bile oldular tekerlemesini bir çırpıda sayıp dökmek isterdik.

Maraş, Çorum, Sivas katliamlarında derin devlet parmağı var, darbeye ortam hazırlamak için yapıldılar sözlerini ‘paranoyaklık’ olarak görmek isterdik.

İşe sefer tasıyla giden Genelkurmay Başkanına, Hakime ‘diyette misiniz?’ diye sorup eğlenmek isterdik.

Koç Müzesindeki denizaltıda bulunan bomba 300 çocuğu öldürmek için orada ‘unutuldu’ haberlerine ‘o kadar da değil’ diye tepki göstermek isterdik.

Evet! Bunları söyleyebilmeyi biz de çok isterdik.

Burası; 50 yıla 3 kanlı askeri darbe, bir post modern darbe bir de e-muhtıra sığdırabilmiş bir ülke olmasaydı,

Başbakandan 17 yaşındaki bir gence kadar yüzlerce siyasi idamın yapıldığı, onbinlerce insanın işkence gördüğü, düşüncelerinden dolayı hapse atıldığı, sınır dışı edildiği bir ülke olmasaydı,

Kontrgerilla yapılanmasını  keşfeden savcısı öldürülen, katili dört kez suçlu bulunup dört kez de serbest bırakılan sonra MHP’ye Genel Başkan adayı olan bir ülke olmasaydı

Atatürk’ün evine bomba atıldı  diye iki gün boyunca İstanbul’daki tüm Rum, Ermeni ve Yahudi dükkanlarının ve evlerinin yağmalandığı, bir papazın zorla sünnet edildiği, bu nedenle kan kaybından öldüğü, 400 kadına tecavüz edildiği, yıllar sonra bombayı atan kişinin valilik yaptığı bir ülke olmasaydı,

Parti kapatmalar olmasaydı, seçilmiş belediye başkanları elleri kelepçelenerek hapse atılmasaydı,

301. madde olmasaydı, Hrant Dink mahkeme önlerinde linç edilmeseydi, sokak ortasında ensesinden vurulmasaydı,

Başörtülü resminden dolayı  70 yaşında bir kadının sağlık karnesine ilaç yazılmadığı  için ölmeseydi, eşleri başörtülü diye ordudan, yargıdan atılanlar olmasaydı, başörtülü öğrenciler üniversite kapılarında süründürülmeseydi,

İnternette kanımızı donduran ses kayıtları dolaşmasaydı,

Ölüm kuyularından insan kemikleri, baraj göletlerinden silahlar, bombalar çıkmasaydı,

Maraşta 113 kişi sadece Alevi olduğu için vahşice öldürülmeseydi, öldürenler, öldürme emrini verenler itibarlı devlet görevlileri olarak görevlerinin başına dönemeselerdi,

Sivasta ellerinde gaz bidonlarıyla insanları yakmaya gidenleri, Halkla polisi karşı karşıya getirmeyin diyerek savunan cumhurbaşkanı defalarca şapkasını alıp gidip geri dönmeseydi..

AMA diyemiyoruz. Gülüp geçemiyoruz. Kendimizi rahat hissetmiyoruz.

Yaşadığımız olağanüstü  günlerin sonunda kalıcı bir demokrasiye sahip olabilmek için yapacak çok iş, çıkarılması gereken çok ses var.

23 Ocak Cumartesi günü saat 15.00da İstiklal Caddesi Tünel Meydanında hep birlikte özgürlüğümüz için, demokrasi için, darbelere, darbecilere karşı ses çıkartacağız.

Kozmik belgeler açıklansın/Suçlular yargılansın demek için

Katılmaz mısınız?

EYLEM PLANINA KARŞI EYLEM

01/11/2009
tags:

10İlker Başbuğ görevden alınsın, Cuntacılar yargılansın!

Basın açıklaması:

Yer: İstiklal Caddesi Tünel Meydanı,

Saat. 19.00

Tarih: 2 Kasım Pazartesi

Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı artık kesinleşen darbe belgesi, TSK içinde darbe planlayan grubun, siyasal alanı baskıyla, silahlı müdahaleyle, provokasyonla, suikastlarla biçimlendirme çabasını sürdürdüğünü bir kez daha kanıtladı.

Cuntacı bir ekiple karşı karşıyayız.

Ve bu ekip sadece bir albaydan ibaret değil.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, belge ilk ortaya çıkartıldığında, çok sayıda komutanla birlikte bir basın toplantısı düzenlemiş ve belgeyi “kağıt parçası” olarak nitelemişti.

Belgeyi sahte ilan eden, belgenin altında imzası bulunan albayı savunan İlker Başbuğ, en üst kademesinde olduğu Karargah’ta hazırlığı yapılan darbe girişiminin ilk elden sorumlusudur. İlker Başbuğ derhal görevden el çektirilmelidir.

Başbuğ’la birlikte basın açıklamasına katılan tüm komutanlar görevden alınmalıdır.

Başbuğ ve cunta girişiminde bulunan tüm komutanlar yargılanmalıdır.

Bizler darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu’nun düzenleyeceği “İlker Başbuğ görevden alınsı!Cuntacılar yargılansın!” başlıklı basın açıklamasını destekleyen kurumlar olarak etkinliğimizde sizleri de aramızda görmek isteriz.

Düzenleyen: Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu

Destekleyenler ve çağrıcılar:

Mazlum-Der, DTP, DSİP, EHP, Genç Siviller, DÖH, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De, ÖSH, yeşiller Partisi üyeleri

TARİHİ FIRSAT TARİHİ GÖREV

17/07/2009
tags:

HSYK Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ü ve 13. Mahkemenin Hakimini gözümüzün içine baka baka harcamak istiyor. Daha önce Ferhat Sarıkaya’nın işini bitirdikleri gibi.

Açıkça ergenekon sürecini bitirmek istiyorlar. Artık kimsenin gizlisi saklısı kalmadı.

HSYK’nın kritik kararı alması pazartesine kaldi. Böylece bizim için tarihi bir fırsat doğdu. Bu aynı zamanda tarihi bir görev.

Çünkü biz Cumartesi 17.00’de Tünel Meydanında toplanıp ‘Darbeciler yargılansın!’ diyeceğiz.

Düşünün;

27 Mayıs’ta Menderes’in asılmasını engelleyecek bir firsat elinize geçseydi ne yapardınız?

12 Mart’ta Deniz Gezmiş’in asılmasını durdurabilecek bir firsat elinize geçseydi ne yapardınız?

12 Eylül’de Diyarbakır Hapishanesinde olacak işkencelerin önüne geçebilecek bir firsat elinize geçseydi ne yapardınız?

28 Şubat’ta başörtülü kızların aşağılanması ve linç edilmesi için tertiplenmiş Fadime Şahin Müslüm Gündüz düzenbazlığını bozabilecek bir firsat elinize geçseydi ne yapardınız?

İşte şimdi onu yapmanın zamanı.

18 Temmuz’da Taksimden taşmalıyız.

Bunca zaman darbeleri yuttuk, sineye cektik. Bu sefer sessiz kalmamak için tarihi bir fırsat var.

Öyle bir ses çıkaralım ki sesimiz HSYK’dan duyulsun.

Kendiniz gelin, eşinizi dostunuzu getirin, cep telefonunuzdaki tüm numaralara sms atın. Elinizdeki tüm mail adreslerine mesaj çekin.

LÜTFEN

İstiklal Caddesi Tünel Meydanı 17.00

18 Temmuz

09/07/2009

Özgürlük istiyoruz/Darbeciler yargılansın!

Bizler,
Ergenekon davasının sonuna kadar gidilmesini,
Ergenekon çetesinin yargılanmasını, dağıtılmasını istiyoruz!

Bizler,
Favori darbesi olmayanlarız
Tüm darbe girişimlerinin açığa çıkartılmasını,
Tüm darbecilerin yargılanmasını istiyoruz!

Başörtüsü taktığımız için okul kapısında coplanmak, Kürt olduğumuz için Fırat’ın Doğu’sunda vurulmak, asit kuyularında yok edilmek, sadece Ermeni bir gazeteci olduğumuz için gün ortasında, herkesin gözü önünde, devletin bilgisi dahilinde sokak ortasında kurşunlanmak, sendikacı olduğumuz, sendikal hakları savunduğumuz için kaçırılmak, kaybedilmek istemiyoruz.

Bizler,
Özgürlük istiyoruz!

Yer altında depoladıkları silahlarıyla, el bombalarıyla, darbe günlükleriyle, internet darbeleriyle, muhtıralarıyla, suikast krokileriyle, faili meçhul cinayetleriyle, tüm darbeciler yargılansın diye,

Darbeye teşebbüs eden generaller, paşalar, paşa paşa yargılansın diye

18 Temmuz’da saat 17.00’da İstiklal Caddesi Tünel Meydanı’nda buluşuyoruz.

Çünkü özgürlük istiyoruz.

Sen de gelir misin?

6775_118611888912_642033912_2044475_3815755_n